MiZAHi VE SiYASi

iNTERNET SAYFASI

                                           


 

 

KAPANDI - KAPANMADI

                                                                  /_np/2458/6152458.jpg

 

                                                              

 

 

Acaba sizler,bu gözlerin nereye baktığının  farkındamısınız, hiç zannetmem.Aradan kaç ay geçti,unuttunuz bile ! O,sizlerle yukarda buluşacağız mesajını veriyordu, ve gene hesabınızı orada vereceksiniz diyordu.Zira sizler hesabınızı çoktan karıştırdınız, AKP  AK'tır diyecek kadar da ileri gittiniz,evet evet sıra size de geliyor,unutmayın...

Bunları ne için mi söylüyorum, hani şu ERGENOKON davası var ya, ondan. Pekiiiii PKK'nın korumaları olan MECLİS'tekileri neden mahkemeye çıkaramazsınız ? Çünkü Sen kendini "DOKUNULMAZLILIK" zırhından sıyıramazsan, ancak ve ancak Ergenokon ile uğraşır,milleti uyutursun.Hele cesaretin varsa at o zırhı da çık ortaya ve o zaman görelim kim kuvvetli, AKP mi, KaKaP mi , yoksa ADALET mi, yürek ister yürek...Bu günkü durumlar bana 1982 yıllarını hatırlatıyor, sonu hayırlı olsun derim...

               e e e

BİZ EL, KOL KIRMAYIZ

AKP'nin kapatma davası sırasında AKP Başbakanının kendini karşılayan Siirt halkına söylediği sözler. "Başbakana uzanan eller kırılsın" sloganı atılmıştı. Erdoğan,"Demokrasi mücadelesi verenlerin kol,el, ayak kırmakla işi yoktur. Demokrasi mücadelesi verenler en büyük dersi sandıkta alırlar.Bu ülkede kimse 16 milyon 500 bin seçmenin oy verdiği AKP'yi laikliğe karşı olmanın odağı haline getiremez"diye konuşmuştu. alkışlar,alkışlar..esasında laiklik kötü,onlar için ! Birzamanların büyük ozanı Hayyam'ın şu dörtlüğü aklıma geldi ; 

EŞEK

Kaderimiz üç-beş bilgisizin elinde, 

Onlarca her bilgi kendilerinde,

Üzülme, eşek eşeği beğenir,                          

Hayır var sana kötü demelerinde !..

anlamışınızdır herhalde !...

                 O O O          

PIRT OSMAN

Osmanın poposu durmaz, her gittiği yerde, otur  kalk PIRT eder dururmuş.Beş vakit  de namazında  olan bir adam, ayıp ediyon  hemşerim, her yerde de ulu orta " Pırtlanmaz ki " demişler kendisine, O da;

'' Kusurumu bağışlayın hele,

  PIIIIRT,

  bundan birkaç sene evvel de,

  PIIRT,

  beni arkadaşlar ulu orta konuşuyorum diye,

  PIIIIIRT, PIRT

  uyarmışlardı, bende ağzımı  

  PIRRRRT,

  kapadıydım, fakat  çok da zor olduydu

  PIIIIIIRT,

  ve zor olduydu olmasına da, bende ağzımı kapayınca ,

  PIIIIIIIIRT,

  başladım popomdan konuşmaya,ve baktım ki karşımdakilerle çok  daha iyi anlaşabiliyorum, başladım devama, nedir yani “  demiş.

  Eh, bir adım daha ilerledik, bundan böylece artık popodan konuşma sanatını dünyaya tanıtırız. Henüz Avrupa kapmadan da patentini aldık mı tamamdır,ve Türkiye'nin iftiharı PIRT OSMAN , olur mu olur !..

 

dürzüler  (hakaret değil, Azeri'ceye bakın)

"Esir iken mümkün müdür ibadet?

Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et,

Senin gibi dürzülerin yüzünden,

Dininden de soğuyacak bu millet!"

               ÖÖÖ

Bu beyefendi yanındaki hanımıyla ilk defa cemiyet içine çıkıyormuş ! Bravo doğrusu,çok cesurane bir çıkış. İranda sokakta yürümek herhalde kolay olmasa gerek.Etraftan göz atarlar,söz atarlar,hava atarlar diye hiç korkmuyor.Ne dediniz, İran'ın Başkanı mı o, yok canım, daha neler,benle alay mı ediyonuz,ben de kendimi Medine'de sandımdı !..

                      O O O 

ALAADDİN.

Heeey, Heeey  efendi, beni çağıran efendi,    ben artık  senin  kulunum                                                                  dile benden ne dilersin,

Kara çarşaf mı, kara kefen mi, kara çukur mu?                                    

Efendi, çekinmeden neyi istediğinizi dile  getirebilirsiniz.Yüce Tanrı beni  bunun için yolladı. Mezarlar şehitlerle dolmuş,ve  kefenler azalmış, kara çarşaflar da bugünki ihtiyacı pek karşılayamadığından  acilen yola çıktım.Siz benim efendimsiniz,istekleriniz baş tacımdır,derhal yerine getirmeğe hazırım !

Ve bide düşündüm ki;                                       Laikliğe ;                                                            pek  ihtiyacınız olmadığından ne dicem, zaten istemezsiniz,                                  Gıdaya  da ihtiyaç yok, Poşetler nasılsa yolda, onu da istemezsiniz,               cenazeye dua edecek İmam ve yardakçılar da hazır, onu da geçin,                             demokrasi desen hergün hepsinizin ağızında, fazlasına zaten lüzum hissetmezsiniz,                                              hak ve adaletse emin ellerde, başka el katiyen istemezsiniz,                        başınızdakiler, üç kulhüvalla bir elhamla malı götürürken, sen çatısız klübeye razı olduğundan onu da geç,                           Dedim ya, bir KARA ÇARŞAF, birde KEFEN kaldı, MEZAR ise Devletten, gerisi boş. Kaldı mı başka isteğiniz?

 

ABSCHNITT 1
Titel 1
Titel 2
Titel 3

ABSCHNITT 2
Titel 1
Titel 2
Titel 3
Titel 4

ABSCHNITT 3
Titel 1
Titel 2
Titel 3
Titel 4
Titel 5

ABSCHNITT 4
Titel 1
Titel 2
Titel 3
Titel 4
Titel 5
Titel 6

KAKALAKİ ‘ LER                                      

Belki merak etmişinizdir, buda ne demek diye. Hele mutfağınıza bir göz atın ! bazan hiç ummadığınız zamanda ummadığınız yerde hamam böcekleri dolaşır durur, işte onların adıdır KAKALAKİ ! Ve günler, aylar, seneler biter ama KAKALAKİ’ lerin ömürleri bitmez. Her devrin, her yılın yaşantısıdırlar. Dün ne ise bugün de aynıdırlar. Çokda çabuk çoğalırlar, ve mubarekleri durduramazsın da. Aslında zararsız gibi görünürlersede aldanmamak lazımdır. Mutfağınızda ne varsa silip süpürür, daha varmı diye de aranırlar...

Hani geçmişteki bazı KAKALAKİ’ ler mutfağımızı hortumlamıştı da, bizim şu meşhur  HÜNERBAZLAR da göya topunu yok ediydiler ha ! Esasında yanılmışız,daha da fazla ürediklerini, yenilerinin geldiklerini görememişiz.Gelen mubarekler  mutfaktan da  öteye uzandılar, zira  mutfak boşalınca yeni zemin aramaya başladılar, Hortumları ince gelince Holdingleştiler ve Tayfuna çevirdiler, hiçte doymak bilmediler. Birgün bakarsın bir orman , diğer bir gün Meclis evleri, gene başkabirgün öğretim üyeleri, yüce makamlar, enayi paraları vs. vs. Peki varamadıkları yer yokmu diyeceksiniz, tabiki var ;

Mesela ; aradabir Sanayicilerin mutfağına dalarlarsada, karşılıklı döğüşten heriki tarafta menfaatları icabı kaçınırlar. Bense işin kolayını buldum, ve bir veya birkaç Bakanımızın ( neye baktıkları bilinmez ) yaptığı uygulamayı uyguluyorum, mutfağımda nekadar un, tavuk, yumurta falan fincan varsa , evvelden akraba ve konu komşuya dağıtıp KAKALAKİ ‘lerden kurtulmaya çalışıyorum, sizlere de tavsiye ederim, zira haşarat ilaçları bu tip hayvanlara, vallahide billahide tesir etmez. Bakın AB bile onlara tesir edemedi !

Lan, şimdi diyeceksiniz ki; be adam senin başka derdin mi yok ! Eline almışın kalemi habire atıştırıp duruyorsun.  Hele bir bak şu Ankaranın taşına toprağına, nasılda yolları güzelleşiyor, yallahların sokak    önleri  nasılda güzelleşti, ha şu ileridekilerde nediye bağırıp dururlarki, bizim yolumuz nolacak diye  size gelinde oraya oturun diyenmi vardı ,arsayı benmi verdimki, orası belediye dışı sayılır! gidin belediye arsalarına nasıl konulur öğrenin de gelin,bunu da ben mi öğreteyim sizlere ha, sizi beceriksizler, sizi nankörler sizi ! Bak şu fakir fukarayı bile belediyelerimiz nasılda kolluyor , şimdiden belirli bölgelerde,   belirli SAM AMCALAR dan gelen hediyeler dağıtılıyor. Haaaa, o SAM AMCALAR kim mi ? lan, siz sorular sormakla çok ileri gidiyonuz, kimse kim, sana ne, sen önüne konan aşa bak ve otur da belediyene sandık duası et , ve de ki;

       ‘Allahıma çok şükür, bende bu kafa varken, bugün önüme konanı yerim, yarına Allah kerim derim !’

 peki sonrası ? Rejisöre  sorak...o anlatır sana !

Rejisör dedim de aklıma geldi, bizim ülkede oynanan senaryoları başka hiçbir Ülkede bulamazsınız, hepside dört dörtlüktür.Oyuncuların ise bir kısmı alıklar ve diğerleri de üçkaatçı gurubuna dahildir. Bundan birkaçsene evvelki bir Rejisörün de senaryosunda bol bol alık eşarpları dağıtılmış, benim canım bacılarım, AB yolu göründü, sayemizde herkesin karnı da cebi de dolacak, ve şimdi hepinizin birer Eşarp hakkıdır,bu yolda tek bir Eşarp ( herhalde ay-yıldızdaki ay kırpılıp kırpılıp USA yıldızları yapılmış olan  Eşarplar olsa gerek) dalgalanacak cak,cak ve ’ Bana bu yolda soru sorup, bir Bavul Dolar nereye gitti diyenlere cevabımdır bu eşarplar’ demişti. Birileride faiz haramdır, tövbeler ola, sizleri cennete, bağışlarınızla( altına dönüşen )  ancak biz götürürüzle vurgunu vurmuştu. ve daha sonra Yeşil Sermaye adlı faizsiz kazanç ( ! ) çekimine geçilmişti. ve sonrası malum,filim kopmuştu... (ama Uzanlar’a sorulan hesap bunlara sorulamadı, kalite farkı ola !) Sözüm ona kalite değişmiş yeni çekime girilmişti.Ama ne çekim,ne senaryo, herşey devşirme,AB (herhalde Ak Baba demek) standartına uygun olsun diye, senaryo da Reji de tek elden yürüyor, Bakanlar da filmin icabı guruplar halinde seyahat  acentesi gibi dolaşıyorlar ( ne sebepse, ve yanlarında da birsürü ,ticaret  adamıyla,sanayiciyle devlet parasıyla ve halkın cebinden çıkan parayla ki; hemen hemen hergün  okuyoruz ve yalanlanmadıkça doğrudur diyoruz) ve filim aynen devam ediyor.  

Ve gene yeni gelen KAKALAKİler,hala devamlı AB palavrasıyla halkı uyutmaya, ve elde ne varsa Yabancı damadlara peşkeş çekmeye devam ediyor. Hak, Hukuk naralarıyla sözüm ona Vatanı ve dini kurtaracaklar, Allah Allah peki ve sonraaaaa, nolacak ? Bekleyin hele, o filim de yakında kopacak!

      Ve ben bütün kalbimle şuna inanıyorum ki, millet artık uyanacak ve  aklı selim her Türk gereken dersi bu      KAKALAKİ’lere verecektir.   

 *  *  *

SEVİŞMENİN SİGORTASI


AMERİKA’da orta yaşlı bir çift, doktora gitmiş. Doktora;

"Sevişirken bizi izler misiniz?" demişler.

Doktor şaşkın şaşkın bakmış. Demek bir sorunları var. Tıp adamı olarak yardım etmek zorunda. "Peki" demiş. Çift yatağa uzanmış. Doktor izlemiş ve teşhisi bildirmiş;

"İkiniz de gayet sağlıklısınız. Sevişmeniz fevkalade... Merak edecek bir şey yok. Viziteniz 100 dolar. Bu da faturanız."

Ertesi hafta çift yine gelmiş doktora "sevişirken bizi izle" diye. Yine izlemiş doktor, sorun yok. Yine vizite 100 dolar. Her hafta çift randevu alıyor, geliyor, sevişiyor. Parayı ödüyor, çıkıp gidiyor. Bir türlü bir şey bulamayan doktor sonunda dayanamamış;

"Bana biraz yardımcı olun. Sıkıntınız ne söyleyin?"

Adam cevap vermiş;

"Herhangi bir sıkıntımız yok. Birşey bulmanızı da istemiyoruz. Bu kadın evli. Onun evine gidemiyoruz. Ben de evliyim. Benim evime de gidemiyoruz. Hilton geceye 320 dolar istiyor. Sheraton 350 dolar. Buraya ise sadece 100 dolar ödüyoruz. Üstelik SAĞLIK SİGORTAMIZ bu 100 doların, 85 dolarını bize fatura karşılığı geri ödüyor."

(Teşekkürler

Özgür ŞAHAN)

 *   *   *

Müşteri şikáyeti

BİR adam 3 ağlayan bebekle birlikte trende yolculuk ediyormuş. Yanında oturan bayan, adama sormuş;

- Bebekler sizin mi?

Adam;

- Hayır. Ben prezervatif fabrikasında çalışıyorum, bu bebekler de müşteri şikáyetleri...

*   *   *

Alışveriş

YILBAŞI
arifesi diye hakim son derece toleranslı ve iyimser bir havada tutukluya sormuş;

- Neyle suçlanıyorsun?

"Yılbaşı alışverişini erken yapmakla efendim" demiş tutuklu.

"Bu suç değil!" demiş hakim.

- Ne kadar erken yaptın bu alışverişi?

- Mağaza açılmadan efendim!



(Teşekkürler

Dr. Murat V. GÖKÇE)

*   *   *

KUZU KUZU...

Ramazan gelmiş,

Poşetlerle,

ve sonra da çekip gitmiş.

Bizim garibanlar da ellerini, ağızlarını,

ve POTUR'larını

sallaya, şaklata...

Ohhhh be ! ne güzel bir Ramazan geçirdik hele...

şimdi gidekte Düğüne katılak,

başımızdan eksik etmesinlerin Bayramını kutluyak !..

bi de göbek atak ki sorma.

.......................................................................

arkasından koyun bağırır meee...ee......diye,

yanındaki kuzular inleşir...meeeee......  meeeee diye,

sesleri duyan Kurtlar sarmış etrafı,

sesler bitmiş...

sadece birkaçı, Poşeti boynunda olanlar kenarda kalmış,

az sora Başkurt gelmiş, zırlamış...

Lan, hepsini bi seferde mi yeyin dedik ki sizlere,

biz ne yiyeceğiz şimdi ?

ne mi, geri kalan üçün birini...üçte ikisini düğüne bağışladık !..

AFİYET OLA.......

Eyvaaaaahhh, Rahmi TURAN' ın kuzuları da gitti,

amaaaaan üzülmeyin be Rahmi bey,

bu memlekette daha nice koyunlar, kuzular var...hepsine de yeter,

ne demiştiniz, sadece 46,7 sini mi ?..

yani elde daha 53' ü var diyosunuz...

şaka olsa gerek, onların da çoğu iftarlık oldu...iftarlık...

1950' lerden bu yana nice Koyunlar kuzu doğurdu da yetiştirdi,

ne için, bu günler için !..

AFİYET OLA !........

garakedi

 

rk                    lüftungs           und                 klimatechnik  

 Dipl. Ing.                      Recai Köprülügil           

HERTÜRLÜ                   HAVALANDIRMA        VE                                 KLİMA                         İŞLERİNİZ  İÇİN             EMRİNİZDEYİZ    

 

 tel.  08254/99 54 01    

fax:  08254/99 54 15   

e-mail:                          

rk-lueftung@t-online.de

www.rklueftung.de               

                                         * * *               

mode                              NURHAN                           Schneidermeisterin           

Änderungsschneiderei     

Mantelbergstr.2             85250 Altomünster          

tel. 08254 / 99 54 17      

En temiz                        

En iyi                            

En  ucuz                        

ve mükemmel olarak...      Hizmetinizde                                              

 * * *             Müge Riza             Dipl. Architektin      

HERTÜRLÜ MİMARLIK İŞLERİNİZ İÇİN

*EN MODERN                 *EN YENİ                   *MİMARLIK                *PROJELERİ              

Fazıl Riza Sokak 3         Karakol/Gazimağusa       Kuzey KIBRIS              

Tel.   0392 365060     

e-mail                            muge@mriza.de              

 

* * *                  

 

timonsoft               

Yrd.Doç.Dr.                    MUSTAFA  RİZA          

Öğretim Üyesi                Matematik Bölümü           

Doğu Akdeniz Üniversitesi       Gazimağusa,                                          KuzeyKıbrısTürkCumhuriyeti                     

Tel.   0(392) 630 1003     Faks: 0(392) 365 1604     

Ev Tel. 0(392) 365 50 60    

Fazıl Riza Sokak 3                    Karakol / Gazimağusa            Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti                                      

www.timonsoft.com           contact@timonsoft.com  

e-mail :                           mustafa.riza@mriza.de

* * *                   

 avril    

*Cafe

*Restaurant

*Bar 

Graefestr. 83         

10962  Berlin         

 

Tel :030/627 353 98  

Inh. Leyla & Berk      Köprülügil        

 

              .TOPLANTILARA       

 HUSUSİ SERVİS                           

                           

      

        

  

 

 

         



 Platz für Copyright-Informationen.
Bei Fragen oder Unklarheiten im Zusammenhang mit dieser Website, wenden Sie sich bitte an [Projekt-E-Mail].
Stand: 21. Mai 2010.